Kadınların doktora başvurmasına en sık neden olan ikinci meme yakınması kitledir. Meme kitleleri iyi huylu (benign) ve kötü huylu (malign) kitleler olmak üzere iki başlık altında incelenebilir.
İyi huylu meme kitleleri
Kistler
Meme kistleri, memenin içinde sıvı dolu keseciklerdir. Tek bir kist şeklinde olabileceği gibi birçok küçük kistin bir arada bulunması şeklinde de olabilir. Tek memede olabileceği gibi, her iki memede de görülebilir. Genellikle kanserle ilişkili olmayıp iyi huylu lezyonlardır. Çoğunlukla 50 yaş altı adet gören kadınlarda gözlenir. Adet döngüsünün ilk yarısında büyüyebilir, ağrılı ve hassas hale gelebilirler. Bazıları elle hissedilmeyecek kadar küçük olmakla beraber, bazen ele gelecek kadar büyük boyutlara ulaşabilirler. Meme kistlerinin nedeni kesin olarak bilinmemekle birlikte aylık menstrüasyon döngüsünden kaynaklanan hormonal değişikliklerin bir sonucu olarak geliştikleri düşünülmektedir.
Memede kistlerin olması meme kanseri riskini artırmaz. Ancak memenin nodüler bir yapı kazanmasına neden olarak memenin değerlendirilmesini zorlaştırabilir.
Meme ultrasonografisi ile kolayca tespit edilirler. Ultrasonografik görüntülerine göre meme kistleri basit kistler, kompleks kistler ve komplike kistler olarak ayrılırlar.
Basit kistler düzgün, ince, düzenli duvar yapısına sahip ve tamamen sıvı ile doludur, içlerinde katı alanlar bulunmaz. Basit kistler her zaman iyi huyludur.
Kompleks kistler düzensiz, kalın duvarlı ve içindeki sıvıda katı (solid) alanlar ve/veya hücresel artıklar (debris) içeren kistlerdir. Kompleks kistler bazen içindeki sıvının test edilebilmesi için ince bir iğne ile boşaltılır. Kan veya olağandışı hücreler varsa, meme kanserini ekarte etmek için daha fazla test gerekebilir.
Komplike kistler basit kistlerle kompleks kistlerin arasında bir yerde yer alır. Basit kistlerin özelliklerinin çoğunu paylaşsalar da, içlerinde hücresel artıklar bulunur. Ancak kompleks kistlerde görülen düzensiz, kalın duvar yapısı ve içindeki katı alanlar bulunmaz.
Kistler iyi huylu yapılardır ve genellikle tedavi gerektirmezler. Özellikle basit kistler çok büyüyüp ağrılı hale gelmedikçe tedaviye gerek yoktur. Büyük ve hastada rahatsızlık uyandıran kistler iğne ile boşaltılarak tedavi edilir. Bazı kistler kendiliğinden kaybolabilir.
Komplike ve kompleks kistlerde de takip ve tedavi planı genellikle aynıdır. Ancak 1-2 yıl boyunca biraz daha yakından takip etmek uygun olabilir ve bazen kisti boşaltarak içindeki sıvıyı incelemek gerekebilir. Takip esnasında kistin şüpheli bazı özelliklere sahip olduğu saptanırsa, kistin içindeki katı parçaların iyi huylu olduğundan emin olmak için biyopsi yapmak da gerekebilir.
Kistler meme kanseri riskini artırmasa da, birden fazla kist varsa veya sık sık yeni kistler oluşuyorsa, meme kanseri açısından aile öyküsü veya başka risk faktörleri varsa bir meme cerrahına görünmek doğru olabilir.
Fibroadenom
Fibroadenom en sık görülen iyi huylu meme kitlesidir. Her yaştaki kadında fibroadenom gelişebilse de, genellikle daha genç, menopoz öncesi (premenopozal) kadınlarda görülür. Fibroadenomlar tipik olarak iyi sınırlı, düzgün yüzeyli, yuvarlak veya oval bir şekle sahip, lastik kıvamında hareketli bir kitle olup, genellikle ağrısızdır. Çoğunluğu 1-2 cm boyutlarındadır ama hamilelik ve emzirme dönemlerinde östrojen etkisi ile boyutları büyüyebilir, menopoz ise genellikle küçülmesine neden olur hatta bazen kaybolabilir. Boyutu 5 cm ve üzerinde olanlar dev fibroadenom olarak adlandırılır. Fibroadenom genellikle tek bir lezyon olarak saptanırken, bazı kadınlarda tek veya iki memede birden fazla fibroadenom bulunabilir.
Fibroadenom terimi, fibröz dokudan oluşan bir tümör anlamına gelen “fibroma” ve bez dokusundan oluşan bir tümör olan “adenoma” kelimelerinin birleşiminden oluşur ve fibroadenomun her iki dokuyu da içerdiğini ifade eder. Eğer bir fibroadenom, 3 milimetreden büyük kistler, sklerozan adenozis, epitel kalsifikasyonları veya papiller apokrin değişiklikten bir veya birkaçını içeriyorsa “kompleks fibroadenom” olarak nitelendirilir. Tüm fibroadenomların yaklaşık %15'i kompleks fibroadenomdur.
Klinik bulgular ve ultrasonografi çoğu zaman tanı için yeterli olmakla birlikte kompleks fibroadenomların belirlenmesi için biyopsi de gerekebilir. Fibroadenom tanısı konan 30 yaşın altındaki kadınlarda genellikle biyopsi gerekmez. Değişiklik gösterip göstermediğini veya büyüyüp büyümediğini görmek için belirli aralıklarla fizik muayene ve ultrason takibi yeterli olacaktır. Otuz yaşın üzerindeki kadınlarda tanıyı doğrulamak için iğne biyopsisi gerekebilir.
Fibroadenomların çoğu meme kanseri riskinde artışa yol açmamakla birlikte “kompleks fibroadenom”lar meme kanseri riskinde hafif bir artışla ilişkili görünmektedir.
Filloid Tümör
Fibroadenoma benzeyen, klinik ve görüntüleme yöntemleri ile fibroadenomdan ayırt edilmesi zor tümörlerdir. Fibroadenomlar çoğunlukla 30 yaş altı kadınlarda görülürken, filloid tümörler 40'lı yaşlardaki kadınlarda daha sık görülür. Fibroadenomlara göre daha nadir görülürler.
Filloid tümörler, memedeki tüm yapıları çevreleyen, stroma adı verilen bağ dokusunda gelişir. Tümör hem bağ dokusu hem de glandüler doku (kanalları ve lobülleri) içerebilir.
Hızlı büyüme eğilimleri nedeniyle kitle oluşturarak belirti verirler. Çoğunlukla iyi huylu bir tümör olmalarına rağmen nadiren kötü huylu kitleler de oluşturabilirler. Bu nedenle Filloid tümörlerin doğru tanı konabilmesi için cerrahi olarak çıkarılmaları ve mikroskop altında incelenmesi gerekir. İyi huylu bile olsalar çıkarıldıktan sonra tekrarlama eğiliminde olmaları nedeniyle çevrelerinde bir miktar sağlam meme dokusu ile birlikte çıkarılmaları gerekir.
Yağ Nekrozu Ve Yağ Kistleri
Yağ nekrozu ve yağ kistleri, meme içindeki yağ dokusunun -cerrahi, radyasyon tedavisi veya travma gibi nedenlere bağlı- zarar görmesi sonucu gelişen iki farklı durumdur. Daha çok yağ dokusundan zengin büyük memelerde görülürler.
Yağ nekrozu, hasar gören yağ hücrelerinin iyileşme (granülasyon) dokusuna değiştirilmesine bağlı gelişir. Düzensiz sınırlı, sert kitleler şeklinde belirti verir, üzerindeki deride çekinti ve morluk olabilir. Kinik olarak meme kanserine çok benzer, hatta mamografi ile bile yağ nekrozu ile meme kanserini ayırt etmek çoğu zaman olanaklı değildir. Ayırıcı tanı için biyopsi gerekir.
Yağ kistleri, yağ hücreleri iyileşme dokusuna dönüşmeyip, ölür ve içerdikleri yağı serbest bıraktığında gelişir. Böylece meme içinde sıvı yağ dolu keseler oluşur. Yağ kistlerinin tanısı genellikle ince iğne aspirasyonu ile konulur.
Memede Ele Gelen Sertlik, Şişlik veya Kitle Saptanması hakkında bilgi almak için tıklayın.